3 Mayıs 2016 Salı

SEHİV SECDESİ, NE ZAMAN YAPILIR, GEREKLİ OLDUĞU DURUMLAR (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

SEHİV SECDESİ, NE ZAMAN YAPILIR, GEREKLİ OLDUĞU DURUMLAR (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

SEHİV SECDESİ, NE ZAMAN YAPILIR, GEREKLİ OLDUĞU DURUMLAR (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

Sehiv; bir şeyde yanılmak, onu bilmeyerek terketmek demektir. Yanılarak namazın rükünlerinden birisini tehir veya bir vacibi terk yahut tehir halinde, namazın sonunda yapılması gereken secdelere “sehiv secdesi” denir.

Yapılışı şöyledir: Bir rüknün tehiri veya bir vacibin terk yahut tehiri halinde son oturuşta yalnız tahiyyat okunduktan sonra iki tarafa selam verilir, daha sonra “Allahu ekber” denilerek secdeye varılıp, üç kere “Sübhane Rabbi-ye’l-a’la” okunur, sonra “Allahu ekber” denilerek oturulur, bir tesbih miktarı celseden sonra yeniden “Allahu ekber” diye, ikinci secdeye varılır, yine üç defa “Sübhane Rabbiye’l-a’la” okunduktan sonra “Allahu ekber” denilerek oturulur. Tahiyyat, Salli-Barik ve Rabbena atina duaları okunduktan sonra önce sağ tarafa, sonra da sol tarafa selam verilir.
SEFERİLİK, MAHİYETİ, HÜKÜMLERİ, YOLCU NAMAZI (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

SEFERİLİK, MAHİYETİ, HÜKÜMLERİ, YOLCU NAMAZI (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

SEFERİLİK, MAHİYETİ, HÜKÜMLERİ, YOLCU NAMAZI (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

A- Seferiliğin Mahiyeti:
Sefer yolculuk demektir. İslami bir terim olarak yolculuk belirli bir mesafeye gitmek olup, orta bir yürüyüşle üç günlük, yani on sekiz saatlik (90 km) bir mesafeden ibarettir. Vatanında veya o hükümdeki bir yerde oturan kimseye “mukim”, buradan çıkıp en az on sekiz saatlik mesafeye gitmeye başlamış olan kimseye de “misafir (yolcu)” denir.
B- Seferiliğin Hükümleri:
Yolcular için bir kısım kolaylıklar, ruhsatlar getirilmiştir. Ramazanda yolculukta bulunan için orucunu geri bırakması mubahtır. Yolcunun mesh SURESİ üç gün üç gecedir. Yolcu dört rekatlı farz namazlarını ikişer rekat olarak kılar. Buna “kasrı salat” denir.
C- Misafirliğin Sona Ermesi:Asli vatana dönüp gelmekle yolculuk hali sona erer. Burada oturmaya niyet edilmese de sonuç değişmez.
SABAH NAMAZI NASIL KILINIR, FARZLARI, SÜNNETLERİ (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

SABAH NAMAZI NASIL KILINIR, FARZLARI, SÜNNETLERİ (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

SABAH NAMAZI NASIL KILINIR, FARZLARI, SÜNNETLERİ (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

Sabah Namazı
İkisi sünnet, ikisi de farz olmak üzere dört rek'attır. Önce sünneti, sonra da farzı kılınır.
Sabah Namazının Sünnetinin Kılınışı:

Birinci Rek'at:
1) Ayakların arası dört parmak açıklıkta ve parmak uçları kıbleye doğru gelecek şekilde ayakta kıbleye dönülür.

Niyet:
2) "Niyet ettim Allah rızası için bugünkü sabah namazının sünnetini kılmaya" diye niyet edilir.

İftitah Tekbiri:
3) "Allahü ekber" diyerek iftitah tekbiri alınır.
(Erkekler tekbir alırken; ellerin içi kıbleye karşı ve parmaklar normal açıklıkta bulunur. Başparmaklar, kulak yumuşağı hizasına gelecek şekilde eller yukarıya kaldırılır.)
(Kadınlar tekbir alırken; ellerin içi kıbleye karşı, parmaklar normal açıklıkta ve parmak uçları omuz hizasına gelecek şekilde ellerini yukarıya kaldırırlar.)

Kıyam:
4) Tekbirden sonra eller bağlanır. Ayakta iken secde edilecek yere bakılır.
(Erkekler; sağ elin avucu, sol elin üzerinde ve sağ elin baş ve küçük parmakları sol elin bileğini kavramış olarak ellerini göbek altında bağlarlar.)
(Kadınlar; sağ el sol elin üzerinde olacak şekilde ellerini göğüs üstüne koyarlar. Erkeklerde olduğu gibi sağ elin parmakları ile sol elin bileğini kavramazlar.)

Kıraat:
5) Ayakta sırasıyla; a) Sübhaneke, b) Eûzü-Besmele,c) Fatiha sûresi, d) Kur'an'dan bir sûre okunur.

Rükû:
6) "Allahü Ekber" diyerek rükûa varılır ve burada üç defa "Sübhane Rabbiye'l-azim" denilir. Rükûda iken ayakların üzerine bakılır.
(Erkekler, Rükûda, parmakları açık olarak elleri ile dizlerini tutup sırtını dümdüz yaparlar. Dizlerini ve dirseklerini dik tutarlar)
(Kadınlar, Rükûda, sırtlarını biraz meyilli tuturak erkeklerden daha az eğilirler. Ellerini (parmaklarını açmayarak) dizleri üzerine koyarlar ve dizlerini biraz bükük bulundururlar.)

Rükûdan Kalkış:
7) "Semiallahü limen hamideh" diyerek rükûdan kalkılır ve ayakta "Rebbena leke'l-hamd" denilir.

Secde:
8) "Allahü Ekber" diyerek secdeye varılır. Secdeye inerken önce dizler, sonra eller, daha sonra da alın ve burun yere konur. Secdede baş iki elin arasında ve hizasında bulunur. Secdede iken ayaklar kaldırılmaz. Secdede burun kenarlarına bakılır. Burada üç kere "Sübhane Rabbiye'l-a'la" denilir.
(Erkekler; secdede dirseklerini yanlarından uzak, kollarını yerden kalkık bulundururlar. Ayaklar parmaklar üzerine dik tutulur ve parmak uçları kıbleye gelecek şekilde yere konur.)
(Kadınlar; secdede kollarını yanlarına bitişik halde bulundururlar. Ayaklar parmaklar üzerine dik tutulur ve parmak uçları kıbleye gelecek şekilde yere konur.)

İki Secde Arası Oturuş:
9) "Allahü Ekber" diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur. Otururken, parmaklar dizlerin hizasına gelecek şekilde eller uylukların üzerine konur ve kucağa bakılır. Burada "Sübhanellah" diyecek kadar kısa bir an oturulur.
(Erkekler; sol ayağını yere yayarak onun üzerine oturur, sağ ayak, parmakları kıbleye yönelmiş durumda dik tutulur.)
(Kadınlar; ayaklarını yatık olarak sağ tarafına çıkarır ve öylece otururlar.)
10) "Allahü Ekber" diyerek ikinci defa secdeye varılır ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-a'la" denilir.
11) "Allahü Ekber" diyerek secdeden ayağa (ikinci rek'ata) kalkılır ve eller bağlanır.
Secdeden kalkarken; önce baş, sonra eller, daha sonra eller dizler üzerine konularak, dizler yerden kaldırılır.
İftitah tekbirinden itibaren buraya kadar yapılanlara "Bir Rek'at" denir.

İkinci rek'at:
1) Ayakta sırasıyla; a) Besmele, b) Fatiha sûresi, c) Kur'an'dan bir sûre okunur.
2) Birinci rek'atte olduğu gibi "Allahü Ekber" diyerek rükûa varılır ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-azim" denilir.
3) "Semiallahü limen hamideh" diyerek ayağa kalkılır ve ayakta "Rabbena leke'l-hamd" denilir.
4) "Allahü Ekber" diyerek secdeye varılır. Burada üç kere "Sübhane Rabbiye'l-a'la" denilir.
5) "Allahü Ekber" diyerek secdeden kalkılıp dizler üzerine oturulur. Burada "Sübhanellah" diyecek kadar kısa bir an oturulur.
6) Sonra "Allahü Ekber" diyerek ikinci defa secdeye varılır ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-a'la" denilir.
Ka'de-i Ahire (Namaz'ın Sonunda Oturuş):
7) "Allahü Ekber" diyerek secdeden kalkıp oturulur. Otururken, el parmakları dizler hizasına gelecek şekilde eller uylukların üzerine konur ve kucağa bakılır.
(Erkekler, sol ayağını yere yayarak onun üzerine oturur, sağ ayak parmakları kıbleye yönelmiş durumda dik tutulur.)
(Kadınlar, ayaklarını yatık olarak sağ tarafa çıkarır ve öylece otururlar.)
8) Oturuşta sırasıyla; a) Ettehiyyatü, b) Allahümme salli, c) Alla-hümme barik, d) Rabbena atina.. duaları okunur.)
Sağ tarafa selam verilişi:
9) Önce başını sağa çevirerek "Esselamü aleyküm verahmetullah" denir. Selam verirken omuzlara (bilgi yelpazesi.net) bakılır.
Sol tarafa selam verilişi:
10) Sonra başını sola çevirerek "Esselamü aleyküm ve rahmetullah" denilir. Böylece iki rek'at namaz tamamlanmış olur.
Sabah Namazının Farzının Kılınışı:
Sabah namazının farzı da sabahın iki rek'at sünneti gibi kılınır. Ancak sünnetten farkı; farza niyet edilmesi ve erkeklerin ikamet getirmesidir.
Sabah Namazının farzına şöyle niyet edilir:
"Niyet ettim Allah rızası için bugünkü sabah namazının farzını kılmaya"
RAMAZAN AYININ ÖNEMİ, ÖZELLİKLERİ (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

RAMAZAN AYININ ÖNEMİ, ÖZELLİKLERİ (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

RAMAZAN AYININ ÖNEMİ, ÖZELLİKLERİ (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

Ramazan Ayı, Allah Teala'nın müminlere büyük bir ihsanıdır. Çünkü ramazan ayı; Kur'an, oruç, iyilik ve güzellik ayıdır. Tövbelerin, duaların, hayır ve hasenatın kabul olunduğu mübarek bir aydır.
Ramazan, kelime olarak yüksek dereceli sıcaklık veya güneşin şiddetli hararetiyle yerin ve taşların ısınması ve kızması anlamlarına gelmektedir. Bu ayda, tutulan orucun verdiği açlık ve susuzlukla yanma veya oruçla günahların yanıp silinmesinden dolayı yakma anlamı ile ilgili olarak Ramazan adı verilmiştir.
Bazı alimlere göre ise; ramazan, Yüce Allah'ın isimlerinden biridir ki, Allah'ın af ve mağfiretiyle günahların yanıp yok olması demektir.[1]
Kur'an-ı Kerim'de ve hadis-i şeriflerde adı geçen ramazan, İslam takviminin dokuzuncu ayıdır. Ramazan ayı, eşsiz faziletlerle dolu çok şerefli bir aydır. Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim bu ayda indirilmiştir.
Ramazan ayı ki; Yüce Rabbimizin bir Hadis-i Kudsi'de:
إَِّ الصَّوْمَ فَإِنَّهُ لِى وَأنَا أَجْزِى بِهِ يَدَعُ شَهْوَتَهُ وَطَعَامَهُ مِنْ أَجْلِي
"Oruç benim içindir, ben de onu (dilediğim gibi) mükafatlandıracağım. Kulum benim için şehvetini, yiyeceğini terk etti”[2]buyurmuştur ve oruç, bu ayda tutulmak üzere farz kılınmıştır.
Ramazan ayı ki; oruç tutan, ibadet ve taatta bulunan, hayır ve hasenat yapan, tevbe ve istiğfarda bulunan müminler için rahmet ve mağfiret ayıdır.
Ramazan ayı ki; orucu, iftarı, sahuru, teravihi, cemaatle dolan camileri, dinlenen vaazları ve okunan mukabeleleri ile kurtuluş ayıdır.
RAMAZAN AYI KUR'AN-I KERİM AYIDIR
Ramazan ayı, Kur'an-ı Kerim ayıdır. Kalplere nur, gönüllere şifa, müminlere rahmet ve bütün insanlığa hidayet olan Kur'an-ı Kerim, bu ay içerisinde bulunan Kadir Gece'sinde indirilmeye başlanmıştır.
Allah Teala, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ
''Ramazan ayı, insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği aydır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin'' [3]
Ayet-i Kerime'de Ramazan ayında indirildiği bildirilen Kur'an-ı Kerim, son ilahi kitaptır ve Allah'ın son kelamıdır. O, bir kanundur, hükümleri Kıyamet'e kadar devam edecektir. Kur'an-ı Kerim insanlığı iyiye, güzele, doğruya götürecek olan tek hayat kaynağıdır.
Yüce Rabbimiz, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz ki bu Kur'an en doğru yola iletir; iyi davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükafat olduğunu müjdeler."
"Ey insanlar! Size Rabbi'nizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, mü'minler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir."
"Biz Kur'an'dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, mü'minler için bir şifa ve rahmettir; zalimlerin ise yalnızca ziyanını artırırç"
RAMAZAN AYI ORUÇ AYIDIR
Ramazan ayı, oruç ayıdır. Allah Teala, mü'minlere bu ayda oruç tutmayı emretmiştir, yani farz kılmıştır. Yüce Mevla'mız, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:
يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ
"Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki (oruç tutmak suretiyle kötülüklerden) korunursunuz." [4]
فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ
"... içinizden kim Ramazan ayına erişirse, orucunu tutsun..." [5]
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:
إِذَا دَخَلَ رَمَضَانُ فُتِّحَتْ أَبْوَابُ الجَنَّةِ، وَغُلِّقَتْ أَبْوَابُ النَّارِ، وَسُلْسِلَتِ الشَّيَاطِينُ
"Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur."[6]
Hz. Peygamber (s.a.s.) başka bir hadis-i şeriflerinde ise Hz. Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)'nin anlattığına göre şöyle buyurmuşlardır:
كَانَ رَسولُ اللّهِ يُرَغِّبُهُمْ في قِيَامِ رَمَضَانَ مِنْ غَيْرِ أنْ يَأمُرَهُمْ بِعَزِيمَةٍ فَيَقُولُ: مَنْ قَامَ رَمَضَانَ إيمَاناً وَاحْتِسَاباً غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ
"Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) onları, kesin bir emirde bulunmaksızın ramazan gecelerini ihyaya teşvik ederdi. (Bu maksatla) derdi ki: "Kim ramazan gecesini, sevabına inanarak ve bunu elde etmek niyetiyle namazla (teravih) ihya ederse geçmiş günahları affedilir." [7]
Görülüyor ki; Cennet kapılarının açıldığı, Cehennem kapılarının kapandığı ve şeytanların zincirlere vurulduğu bu ay mü'minler için oruç ayıdır. Bu sebeple, Müslüman bu ayda orucunu tutacaktır. Zira, oruç sadece aç ve susuz kalmak değil, kalbin Allah'a açılması hayata Allah'ın emrettiği şekilde bakılmasıdır.
RAMAZAN AYI RAHMET VE MAĞFİRET AYIDIR
Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'de ve Rasûlullah (s.a.s.) Efendimizin dilinde övülen Ramazan ayı; İlahi rahmet ve mağfiretin zirveye ulaştığı ve oluk oluk aktığı bir aydır. Kalbimizi ve bütün organlarımızı kötülüklerden kurtarmak ve ibadetlerle Cenab-ı Allah'ın sonsuz rahmet ve mağfiretine erişmek için, bu ay kaçınılmaz bir fırsattır. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır:
مَنْ صَامَ رَمَضَانَ إِيمَاناً واحْتِساباً ، غُفِرَ لَهُ ما تَقَدَّمَ مِنْ ذنْبِهِ
"Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır."[8]
Daha önceki peygamberlere ve ümmetlerine verilmeyen faziletler ve güzel meziyetler Ramazan ayında bizim Peygamberimize ve biz ümmetine verilmiştir. Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde ümmetine verilen beş şeyden bahsederek şöyle buyurmuştur:
" Ümmetime ramazan da beş şey verilmiştir ki bunlar benden önceki hiç bir peygambere verilmemiştir:
1- Ramazan ayının ilk gecesi olunca Allah Teala ümmetime (rahmet bakışıyla) bakar. Allah her kime (rahmet bakışıyla) bakarsa, ona ebedi olarak azap etmez.
2- Akşamladıklarında ağızlarının kokusu Allah katında misk kokusundan daha güzel olur.
3- Melekler her gün ve gece onlara istiğfar ederler, Allah'tan bağışlanmalarını dilerler.
4- Allah teala cennetine emredip: "Kullarım için hazırlanıp süslen. Onların dünya meşakkatlerinden kurtulup, benim yurduma ve ihsanıma istirahat için gelmeleri yaklaştı." buyurur.
5- Gecenin sonu olunca, Allah (c.c.) hepsini bağışlar. Orada bulunanlardan biri:
"- O gece Kadir gecesi midir?" deyince:
Hayır, çalışanları görmüyor musun? Onlar çalışıp işlerini bitirince kendilerine ücretleri tam olarak ödenir."[9] Buyurdu.
Ramazan ayına kavuşup da, o ayı Allah'ın razı olacağı şekilde geçirenleri Rabbimiz af ve mağfiret edecektir. O halde; evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu da cehennem ateşinden kurtuluşa vesile olan Ramazan ayını en iyi bir şekilde değerlendirmeye çalışmalıyız.
ORUÇ CENNETE GÖTÜRÜR
Cennet kapılarının açılıp, cehennem kapılarının kapandığı ve şeytanların zincirlere vurulduğu Ramazan ayında, ihlas ve samimiyetle oruç tutan mü'minlerin varacağı yer Cennet'tir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.), şöyle müjdelemiştir:
إنَّ فِي الجَنَّةَ بَاباً يُقَالُ لهُ الرَّيَّانُ َ يَدخُلُهُ إَّ الصَّائِمُونَ ، فَإِذَا دَخَلُوا أُغْلِقَ فََ يَدْخُلُ مِنْهُ أَحَدٌ
"Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez." [10]
Ashab-ı Kiram'dan Ebû Ümame (r.a.):
قُلْتُ يَا رَسُولُ اللّهِ: مُرْنِي بِأَمْرِ يَنْفَعُنِي اللّهُ تَعَالَى بِهِ، فَقَالَ: عَلَيْكَ بِالصَّوْمِ فَإِنَّهُ عَدْلَ لهُ
" Ey Allah'ın Resûlü dedim, bana öyle bir amel emret ki (yaptığım takdirde) Allah beni mükafatlandırsın."
"Sana dedi, orucu tavsiye ederim, zira onun bir eşi yoktur." [11]
Görüldüğü gibi; oruç, mü'minleri cennete götürecek bir ibadettir. Öyleyse, oruçlarımızı her türlü noksanlıktan uzak olarak, tam bir samimiyetle tutalım ve bu büyük müjdelere nail olmaya çalışalım!..
ORUÇ CEHENNEMDEN KORUR
Allah Teala'nın rızası gözetilerek, ihlas ve samimiyetle tutulan oruç, sahibini Cehennem ateşinden korur. Peygamber-i Zişan Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır:
وَالصَّوْمُ جُنَّةٌ
" Oruç sağlam bir kalkandır."[12]
Yine Allahın Resulü
مَنْ صَامَ يَوماً فِي سَبِيلِ اللّهِ تَعَالَى جَعَلَ اللّهُ بَيْنَهُ وَبَيْنَ النّارِ خَنْدَقاً كَمَا بَيْنَ السَّمَاءِ وَا‘رْضِ
"Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar."[13]
ORUÇLUNUN DUASI KABUL OLUR
Allah Teala, oruçlu Müslüman’ın duasını kabul eder. Bu bakımdan, Müslüman oruçlu olduğu zaman Allah'tan dünya ve ahiret saadeti istemeli; yeryüzündeki bütün müminler için, bilhassa sıkıntı ve çile içerisinde olan kardeşlerimiz için dua etmelidir.
Allah Rasûlü (s.a.s.) Efendimiz, şöyle buyurmuşlardır:
إنَّ اللّهِ عِنْدَ كُلِّ فِطْرٍ عُتَقَاءَ. وَ ذلِكَ فِي كُلِّ لَيْلَةٍ.فِي الزوائد
"Her iftar vaktinde Allah tarafından (cehennemden) azad edilen kimseler bulunur. Bu, (Ramazanın) her gecesinde olur."[14]
"Oruçlunun iftar vaktinde yaptığı dua katiyen reddolunmaz."
RAMAZAN AYINA HAZIRLANMAK
Büyük ecir ve sevaplarla dolu olan ramazan ayına girerken, bu ayı ihya etmek için manen hazırlıklı olmak lazımdır. Kendimizi bu ayın sevap ve mükafatına hazırlıklı ve layık bir hale getirmeye çalışmalıyız. Bunun için:
Ramazan ayına girerken maddi ve manevi kirlerden temizlenmeli, işlediğimiz günahları terk ederek Cenab-ı Hakk'a tövbe ve istiğfar etmeliyiz. Mesela; beş vakit namazı düzenli olarak kılmıyorsak, bir daha terk etmemek üzere devamlı kılmalıyız.
Başkalarına haksızlık etmişsek, onlardan helallik dilemeliyiz. Kul hakkıyla Allah'ın huzuruna çıkmak büyük bir tehlikedir. Haksızlık ve kötülük yapanların mutlaka tevbe ederek, helallik alması gerekir. Yoksa Allah'a yaklaşamaz ve onun rızasına eremezler.
Ramazan ayına girerken; Dinimiz İslam'ın haram kıldığı kin, hased, dedikodu, yalan, bühtan, iftira, gıybet, nefret gibi kötü huylardan vazgeçmeliyiz. Dünya ve ahiretimiz için faydası olmayan her türlü davranışlardan uzak olmalıyız.
Ramazan ayına girerken, kalbimizi Allah'a tam teslim etmeliyiz. Niyetlerimizi düzeltmeliyiz. Kıyamet Günü'nde, insanlar niyetleri üzerine hasrolunurlar, Allah'ın huzuruna niyetlerine göre çıkarılırlar. Çünkü ameller niyetlere göredir.
RAMAZAN AYI NASIL GEÇİRİLMELİDİR?
Ramazan ayının gündüzlerini oruçla, gecelerini de namaz, zikir, dua, tevbe ve istiğfarla geçirmeliyiz. Gecenin bir kısmında uyumalı, bir kısmında da ibadet etmeliyiz. Ayrıca, Kur'an-ı Kerim'i çok okumalıyız. Okuduklarımızı anlamaya çalışmalıyız. Anladıklarımızı da hayatımızda yaşamaya gayret göstermeliyiz. Allah Rasûlü (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır:
"Ey insanlar! Selamlaşınız, yemek yediriniz. İnsanlar uykuda iken geceleyin namaz kılınız. Selametle cennete girersiniz."
"Ramazandan sonra tutulan oruçların en faziletlisi, Allah'a izafe edilen Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farz namazlarından sonra en faziletli namaz da gece namazıdır."
Gecenin evvelinde uyuyup, ahirinde ise kalkıp namaz kılan sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır: "Gece de duanın kabul olacağı bir saat vardır ki; herhangi bir Müslüman ona rastlar da dünya ve ahirete dair Allah'tan hayır dilerse, muhakkak Allah dileğini yerine getirir. Bu hal, her gecede vardır."
Ramazan ayında, kimsesizlere, fakirlere, yoksullara, komşulara, hayır kurumlarına yardımda bulunmak; onlara şefkat ve merhamet göstermek, her zaman olduğu gibi imanımızın gereğidir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.), her zaman muhtaçları gözetir, kimseyi eli boş çevirmezdi. Hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: "Fukarayı arayınız, görüp gözetiniz. Siz ancak fakirleriniz sayesinde yardım görür ve rızıklanırsınız."
"Bir adamın hayra sarfettiği paranın en değerlisi; çoluk çocuğuna infak ettiği para ile, Allah yolunda kullanacağı atı (biniti) için verdiği ve bir de Allah rızası için mücahid arkadaşlarına sarfettiği paradır."
"Emri altındakilerin nafakasını kısmak, bir kimseye günah olarak yeter."
ORUÇLU KİMSENİN ÖZELLİKLERİ
Oruçlu Müslüman şu özelliklere sahip olmalıdır. Aslında bu özellikler, her Müslümanın özelliğidir:
1) Oruç tutan bir Müslüman yalan, hile, kötü söz ve kötü davranışlardan uzaklaşacaktır. Orucunu bütün varlığı ile ve yalnız Allah rızası için tutacaktır. Yalan, hile, kötü söz ve davranışlar; orucun ruhunu kaybettirdiği gibi, yaratılmışların en üstünü olan insanı, insanlık şerefi ve sıfatından da uzaklaştırır. Gerçek oruç, sahibini kötü fiil ve davranışlardan koruyan (bilgi yelpazesi.net) oruçtur. Yoksa oruç sadece yemeyi ve içmeyi terketmek değildir. Müslümanın görevi, oruç ibadetini kötülüklere karşı bir kalkan olacak şekilde yerine getirmektir. Müslüman; elini, ayağını, gözünü, kulağını dilini, kalbini ve gönlünü haram olan fiil ve davranışlardan korumalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır:
فَإِذَا كَانَ يَوْمُ صَوْمِ أَحَدِكُمْ فََ يَرفُثْ ، وََ يَصْخَبْ، فَإِنْ شَاتَمَهُ أَحَدٌ، أَوْ قَاتَلَهُ فَلْيَقُلْ إِنِّي صَائِمٌ
"Biriniz birgün oruç tutacak olursa kötü söz sarfetmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa "ben oruçluyum!" desin (ve ona bulaşmasın)."[15]
"Kim kötü söz ve davranışları bırakmazsa, Allah'ın onun yemesini ve içmesini terketmesine ihtiyacı yoktur."
"Nice oruçlu vardır ki; orucun ona açlıktan başka faydası yoktur..."
O halde, Müslüman orucunu bütün varlığı ile tutacak, İslamiyet'e uygun olmayan her çeşit davranışlardan uzak olacaktır.
2) Oruçlu Müslüman, başına gelen bela ve musibetlere karşı sabredecektir. Sabır, kurtuluşun kaynağıdır. Sabır; felaketleri önler. Sabır, başarının sırrıdır. İlimde, ticarette, savaşta, ibadette sabır, sahibini zafere götürür. Peygamber Efendimiz (s.a.s.): "Oruç, sabrın yarısıdır." buyurmuşlardır.
3) Oruçlu Müslüman, başkalarına karşı şefkat ve merhamet sahibi olacaktır. Oruç tutmak sûretiyle açlık ve susuzluk ızdırabını tadan kimse; aç ve susuz kalanların hallerini düşünmeli, onlara şefkat ve merhamet elini uzatmalıdır.
ORUCUN HİKMET VE FAYDALARI
Orucun dini, ahlaki, ruhi, sosyal, ekonomik ve pedagojik (eğitim) pek çok hikmetleri ve faydaları vardır. Ancak, ibadetler Allah'ın emri olduğu için ve yalnız Allah rızası için yapılır. Orucun hikmet ve faydalarından bazılarını şöyle özetlemek mümkündür:
1) Oruç, Allah'a itaat ve ibadetin alametidir: Oruç tutan bir Müslüman, öncelikle Allah'a itaat ve ibadet etmiş olur. Böylece "Takva" sırrına erer. Allah'a teslim olma, Allah'a sığınma ve yalnız Allah'a güvenme; kısaca Allah'a kul olma hazzını tadar. Allah'ın nimetlerine şükretmiş olur. Sınırsız sevaba ulaşır. Bunun içindir ki; oruçla ilgili ayet-i kerimelerin sonunda: "Umulur ki, takvaya ulaşırsınız (korunursunuz); umulur ki, şükredersiniz" buyrulmuştur.
2) Oruç, bedenlerin zekatıdır: Zekatın malı temizlediği gibi, oruç da vücutları temizler. Hadis-i şerifde: "Her şeyin bir zekatı vardır. Bedenin zekatı da oruçtur." buyrulmuştur.
3) Oruç bedenlerin sıhhat kaynağıdır: Çalışan her varlığın dinlenmeye ihtiyacı olduğu gibi, midenin ve diğer iç organların da dinlenmeye ihtiyacı vardır. Oruç, bu dinlenmeyi sağlamak suretiyle vücut organlarına sıhhat kazandırır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır: "Oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız."
4) Oruç nefsi terbiye ederek ahlakı güzelleştirir: Oruç, nefsani, şehevi ve şeytani arzuları kırarak kötülüklere engel olur. Kötülüklerden uzak kalan bir kimsenin de ahlakı güzelleşmiş olur. Bunun içindir ki, Allah Rasulü (s.a.s.) Efendimiz; "Evlenmeye gücü yetmeyen gençlere oruç tutmayı tavsiye etmiştir."
5) Oruç, sabır alışkanlığı kazandırır: Oruç, ruhlara sabır alışkanlığı kazandırır. Allah sabredenlerle beraberdir ve sabredenleri sever.
6) Oruç, şefkat ve merhamet duygularını geliştirir: Oruç tutan bir Müslüman, açlık ve susuzluğun acısını nefsinde tadarak; fakir ve yoksulların halini daha iyi anlamış olur. Böylece fakir ve yoksullara acır ve onlara yardım elini uzatır.
7) Oruç, dünya ve ahiret saadetine ulaştırır: Oruç, müminlere Allah'ın rahmet ve mağfiretini kazandırır. Böylece onların dünya ve ahirette saadete erişmelerine vesile olur. Çünkü oruç, bir sabır ve kulluk imtihanıdır. Bu imtihanı başarıyla vererek hakiki anlamda oruç tutabilenler, Allah Teala'nın sevgi ve rızasına ulaşırlar. Cennet'e girmeye de hak kazanmış olurlar. Ne mutlu bu gerçeği kavrayabilenlere!..
RABBENAĞFİRLİ DUASI, ANLAMI, MEALİ, MANASI, AÇIKLAMASI (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

RABBENAĞFİRLİ DUASI, ANLAMI, MEALİ, MANASI, AÇIKLAMASI (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

RABBENAĞFİRLİ DUASI, ANLAMI, MEALİ, MANASI, AÇIKLAMASI (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

Rabbenağfirli ve li-valideyye ve lil-Mü'minine yevme yekûmü'l hisab.
Manası: Ey bizim Rabbimiz! Beni, anamı ve babamı ve bütün mü'minleri hesap gününde (herkesin sorguya çekileceği günde) bağışla.
Okundukları yerler: Namazlardaki oturuşlarda Allahümme salli ve Allahümme Barik'ten sonra okunurlar
RABBENA DUASI, ANLAMI, MEALİ, MANASI, AÇIKLAMASI (2)(DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

RABBENA DUASI, ANLAMI, MEALİ, MANASI, AÇIKLAMASI (2)(DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

RABBENA DUASI, ANLAMI, MEALİ, MANASI, AÇIKLAMASI (2)(DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

Rabbena atina fid'dünya haseneten ve fil'ahirati haseneten ve kına azabennar.

 
Manası: Allah'ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azabından koru.
RABBENA DUASI, ANLAMI, MEALİ, MANASI, AÇIKLAMASI (1)(DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

RABBENA DUASI, ANLAMI, MEALİ, MANASI, AÇIKLAMASI (1)(DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

RABBENA DUASI, ANLAMI, MEALİ, MANASI, AÇIKLAMASI (1)(DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

Rabbena atina fid-dünya haseneten ve fil-ahireti haseneten ve kına azabennar. Birahmetike ya erhamer-rahimin. Rabbenağfirli ve livalideyye ve lilmü’minine yevme yekûmül hisab.

 
ANLAMI: Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver ahirette de iyilik ver. bizi cehennem azabından koru. Rahmetinle ey merhametlilerin en merhametlisi. Rabbimiz! Hesabın verileceği gün beni,anne-babamı ve mü’minleri bağışla.
PEYGAMBERLERİN SIFATLARI, ANLAMLARI, AÇIKLAMALARI(DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

PEYGAMBERLERİN SIFATLARI, ANLAMLARI, AÇIKLAMALARI(DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

PEYGAMBERLERİN SIFATLARI, ANLAMLARI, AÇIKLAMALARI(DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

Peygamberlerin sıfatları deyince onlarda bulunması caiz olan sıfatlarla gerekli (vacip) ve zorunlu olan sıfatlar anlaşılır. Kur'an-ı Kerim'in pek çok yerinde vurgulandığı gibi peygamberler de insandır. Onlar da diğer insanlar gibi oturup kalkar, yiyip içerler, gezerler, evlenip çoluk çocuk sahibi olurlar, hastalanır ve ölürler; bu gibi özelliklere, peygamberler hakkında düşünülmesi caiz özellikler denir. Bu ilahi emir ve yasaklarla yükümlü ve sorumludurlar. Peygamberler bu gibi konularda diğer insanlar gibidirler. Fakat onlar her hareketleriyle Allah'ın insanlar için seçtiği kulları ve elçileri, insanların kendilerine bakarak davranışlarına çekidüzen verdikleri birer örnek olduklarının bilinci içindedirler. Bu sebeple fakirken, sıkıntıdayken bile Allah'a şükrederler. Haset etmek, içi dışına uymamak gibi kötü huylardan hiçbiri onlarda bulunmaz.

Her peygamberde insan olmanın da ötesinde birtakım sıfatların bulunması gerekli ve zorunludur. Bunlara vacip sıfatlar denir. Bu sıfatlar şunlardır:

1.Sıdk. "Doğru olmak" demektir. Her peygamber doğru sözlü ve dürüst bir insandır. Onlar asla yalan söylemezler. Eğer söyleyecek olsalardı kendilerine inanan halkın güven duygusunu kaybederlerdi. O zaman da peygamber göndermekteki gaye ve hikmet gerçekleşmemiş olurdu. Sıdkın zıddı olan yalan söylemek (kizb), peygamberler hakkında düşünülemez. Bütün peygamberler peygamberlikten önce de sonra da yalan söylememişlerdir.

2. Emanet. "Güvenilir olmak" demektir. Peygamberlerin hepsi emin ve güvenilir kişilerdir. Emanete asla hainlik etmezler. Bu konuda bir ayette şöyle buyurulur: "Bir peygamber için emanete hıyanet yaraşmaz..." (Al-i İmran 3/161). Emanet sıfatının zıddı olan hıyanet, onlar hakkında düşünülmesi imkansız olan bir sıfattır.

3. İsmet. "Günah işlememek, günahtan korunmuş olmak" demektir. Peygamberler hayatlarının hiçbir döneminde şirk ve küfür sayılan bir günahı işlemedikleri gibi özellikle peygamberlikten sonra kasten günah işlememişlerdir. İnsan olmaları sebebiyle günah derecesinde olmayan birtakım ufak tefek hataları bulunabilir. Ancak onların bu hatası yüce Allah'ın kendilerini uyarmasıyla derhal düzeltilir. Peygamberlerin bu tip küçük hatalarına "zelle" denilir. İsmetin karşıtı olan masiyetten (günah işlemek) Allah onları korumuştur. Peygamberler örnek ve önder kişiler oldukları için, konumlarını zedeleyecek davranışlardan da uzaktırlar.

4. Fetanet. "Peygamberlerin akıllı, zeki ve uyanık olmaları" demektir. Bunun zıddı olan ahmaklık peygamberlikle (bilgi yelpazesi.net) bağdaşmaz. Peygamberler zeki ve akıllı olmasalardı hitap ettikleri kişileri ikna edemezler, toplumsal dönüşümü sağlayamazlardı.

5. Tebliğ. "Peygamberlerin Allah'tan aldıkları buyrukları ve yasakları ümmetlerine eksiksiz iletmeleri" demektir. Tebliğin karşıtı olan gizlemek (kitman) peygamberler hakkında düşünülemez. "Ey peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer yapmazsan Allah'ın elçiliğini tebliğ etmemiş olursun" (el-Maide 5/67) mealindeki ayet, bu sıfattan söz etmektedir.
ÖĞLE NAMAZI NASIL KILINIR, FARZLARI, SÜNNETLERİ (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

ÖĞLE NAMAZI NASIL KILINIR, FARZLARI, SÜNNETLERİ (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

ÖĞLE NAMAZI NASIL KILINIR, FARZLARI, SÜNNETLERİ (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

Öğle Namazı
Öğle namazı, dördü ilk sünnet, dördü farz ve ikisi de son sünnet olmak üzere on rek'attır.
Öğle Namazının ilk Sünnetinin Kılınışı:
Birinci Rek'at:
1) "Niyet ettim Allah rızası için bugünkü öğle namazının sünnetini kılmaya" diye niyet edilir.
2) "Allahü Ekber" diyerek iftitah tekbiri alınıp eller bağlanır.
3) Ayakta sırasıyla; Sübhaneke, Eûzü-Besmele, Fatiha ve bir sûre okunur.
4) "Allahü Ekber" diyerek rükûa varılır ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-azim" denilir.
5) "Semiallahü limen hamideh" diyerek kalkılır ve ayakta "Rabbena leke'l-hamd" denilir.
6) "Allahü Ekber" diyerek secdeye varılır ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-a'la" söylenir.
7) "Allahü Ekber" diyerek secdeden kalkılıp oturulur.
8) Yine "Allahü Ekber" diyerek ikinci defa secdeye varılır ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-a'la" denilir.
9) "Allahü Ekber" diyerek ayağa (ikinci rek'ata) kalkılır ve eller bağlanır.

İkinci Rek'at:
1) Ayakta sırasıyla: Besmele, Fatiha ve bir sûre okunur.
2) "Allahü Ekber" diyerek rükûa varılır ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-azim" denilir.
3) "Semiallahü limen hamideh" diyerek kalkılır ve ayakta "Rabbena leke'l-hamd" denir.
4) "Allahü Ekber" diyerek secdeye gidilir ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-a'la" denilir.
5) "Allahü Ekber" diyerek secdeden kalkılıp oturulur.
6) Yine "Allahü Ekber" diyerek ikinci defa secdeye gidilir ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-a'la" denilir.
7) "Allahü Ekber" diyerek oturulur ve "Ettehiyyatü" okunur. (Buna birinci oturuş denir.)
8) "Allahü Ekber" diyerek ayağa (üçüncü rek'ata) kalkılır ve eller bağlanır.

Üçüncü Rek'at:
1) Sırasıyla: Besmele, fatiha ve bir sûre okunur.
2) "Allahü Ekber" diyerek rükûa varılır ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-azim'"denilir.
3) "Semiallahü limen hamideh" diyerek rükû'dan kalkılır ve ayakta "Rabbena leke'l-hamd" denilir.
4) "Allahü Ekber" diyerek secdeye gidilir ve burada üç kere "Sübhane Rabbiye'l-a'la" denilir.
5) "Allahü Ekber" diyerek secdeden kalkılıp oturulur.
6) Yine "Allahü Ekber" diyerek ikinci defa secdeye gidilir ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-a'la" denilir.
7) "Allahü Ekber" diyerek ayağa (dördüncü rek'ata) kalkılır ve eller bağlanır.

Dördüncü Rek'at:
1) Ayakta sırasıyla: Besmele, fatiha ve bir sûre okunur.
2) "Allahü Ekber" diyerek rükûa varılır ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-azim" denilir.
3) "Semiallahü limen hamideh" denilerek rükûdan kalkılır ve ayakta "Rabbena leke'l-hamd" denilir.
4) "Allahü Ekber" diyerek secdeye varılır ve üç kere "Sübhane "Rabbiye'l-a'la" denilir.
5) "Allahü Ekber" diyerek secdeden kalkılıp oturulur.
6) Yine "Allahü Ekber" denilerek ikinci defa secdeye varılır ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-a'la" denilir.
7) "Allahü Ekber" diyerek oturulur.
8) Otururken sırasıyla: Ettehiyyatü, Allahümme salli, Allahümme barik ve Rebbena atina... duaları okunur.
9) Önce başını sağa çevirerek "Esselamü aleyküm ve rahmetullah" denir. Sonra başını sola çevirerek "Esselamü aleyküm ve rahmetullah" denir.

Öğle Namazının Farzının Kılınışı:

Birinci Rek'at:
1) İkamet getirilir. (Erkekler için)
2) "Niyet ettim Allah rızası için bugünkü öğle namazının farzını kılmaya" diye niyet edilir.
3) "Allahü Ekber" diyerek iftitah tekbiri alınıp eller bağlanır.
4) Sırasıyla: Sübhaneke, Eûzü-Besmele, fatiha ve bir sure okunur.
5) "Allahü Ekber" diyerek rükûa varılır ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-azim" denilir.
6) "Semiallahü limen hamideh" diyerek ayağa kalkılır ve ayakta "Rabbena leke'l-hamd" denir.
7) "Allahü Ekber" diyerek secdeye varılır ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-a'la" denilir.
8) "Allahü Ekber" diyerek secdeden kalkılıp oturulur.
9) Yine "Allahü Ekber" diyerek ikinci defa secdeye varılır ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-a'la" denilir.
10) "Allahü Ekber" diyerek ayağa (ikinci rek'ata) kalkılır ve eller bağlanır.

İkinci Rek'at:
1) Ayakta sırasıyla: Besmele fatiha ve bir sûre okunur.
2) "Allahü Ekber" diyerek rükûa varılır ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-azim" denilir.
3) "Semiallahü limen hamideh" diyerek rükû'dan kalkılır ve ayakta "Rabbena leke'l-hamd" denilir.
4) "Allahü Ekber" diyerek secdeye gidilir ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-a'la" denilir.
5) "Allahü Ekber" diyerek secdeden kalkılıp oturulur.
6) Yine "Allahü Ekber" denilerek ikinci defa secdeye gidilir ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-a'la" denilir.
7) "Allahü Ekber" diyerek oturulur.
8) Oturuşta, "Ettehiyyatü" okunur.
9) "Allahü Ekber" diyerek ayağa (üçüncü rek'ata) kalkılıp eller bağlanır.

Üçüncü Rek'at:
1) Ayakta: Besmele ile fatiha okunur.
2) "Allahü Ekber" diyerek rükûa varılır ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-azim'"denilir.
3) "Semiallahü limen hamideh" diyerek rükû'dan kalkılır ve ayakta "Rabbena leke'l-hamd" denilir.
4) "Allahü Ekber" diyerek secdeye varılır ve burada üç kere "Sübhane Rabbiye'l-a'la" denilir.
5) "Allahü Ekber" diyerek kalkılıp oturulur.
6) Yine "Allahü Ekber" diyerek ikinci defa secdeye varılır ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-a'la" denilir.
7) "Allahü Ekber" diyerek ayağa (dördüncü rek'ata) kalkılır ve eller bağlanır.

Dördüncü Rek'at:
1) Ayakta: Besmele ile fatiha okunur.
2) "Allahü Ekber" diyerek (bilgi yelpazesi.net) rükûa varılır ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-azim" denilir.
3) "Semiallahü limen hamideh" diyerek kalkılır ve ayakta "Rabbena leke'l-hamd" denilir.
4) "Allahü Ekber" diyerek secdeye gidilir ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-a'la" denilir.
5) "Allahü Ekber" diyerek secdeden kalkılıp oturulur.
6) Yine "Allahü Ekber" diyerek ikinci defa secdeye gidilir ve üç kere "Sübhane Rabbiye'l-a'la" denilir.
7) "Allahü Ekber" denilerek kalkılıp oturulur.
8) Bu oturuşta sırasıyla: Ettehiyyatü, Allahümme salli, Allahümme barik ve Rebbena atina,... duaları okunur.
9) Önce başını sağa çevirerek "Esselamü aleyküm ve rahmetullah" denilir. Sonra başını sola çevirerek "Esselamü aleyküm ve rahmetullah" denilir.
Böylece öğlenin farzı bitmiş olur.
Bundan sonra: "Allahümme entesselamü ve minkesselam. Tebarekte yazel'celali vel'ikram" denilir ve son iki rek'at sünnet kılınır.
Öğle Namazının Son Sünnetinin Kılınışı:
"Niyet ettim Allah rızası için bugünkü öğle namazının son sünnetini kılmaya" diye niyet edilir.
Niyetten sonra aynen sabah namazının iki rek'at sünneti gibi kılınır.
ORUÇ, ŞARTLARI, KAZASI, KEFFARETİ, FİDYESİ, ORUCU BOZAN VE BOZMAYAN DURUMLAR, HALLER (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

ORUÇ, ŞARTLARI, KAZASI, KEFFARETİ, FİDYESİ, ORUCU BOZAN VE BOZMAYAN DURUMLAR, HALLER (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

ORUÇ, ŞARTLARI, KAZASI, KEFFARETİ, FİDYESİ, ORUCU BOZAN VE BOZMAYAN DURUMLAR, HALLER (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

Orucun Vakti: Orucun vakti, ikinci fecirden güneşin batmasına kadar olan süredir.
Orucun Farz Olmasının Şartları:
 1- Müslüman Olmak:
 2- Erginlik Çağında ve Akıllı Olmak:
 3– Oruç tutmaya gücü yetmek ve mukim olmak:
Orucun Sıhhatinin Şartları:
Orucun sahih olması için üç şartın bulunması gerekir. Hayız ve nifaslı bulunmamak, niyet ve orucu bozan hallerden uzak olmak.
Oruç Tutmamayı Mubah Kılan Özürler:
Aşağıdaki sebeplerden dolayı oruç tutmamak veya tutulmuş bir orucu açmak mubahtır.
1) Sefer-Yolculuk: Ramazanda en az üç günlük, yani on sekiz saatlik bir yere gidecek kimse geceden oruca niyet etmeyebilir.
2) Hastalık: Bir kimse oruç tuttuğu takdirde ölmekten veya hastalığının artmasından veya uzamasından yahut aklının gitmesinden korkarsa, oruç tutmayabilir veya tutmakta olduğu orucu açabilir. Daha sonra iyi olunca bunu yalnız kaza eder.
3) Gebelik ve çocuk emzirmek: Ramazan'da gebe veya emzikli olan kadınların kendilerine yahut çocuklarına bir zarar gelmesinden korkmaları halinde oruç tutmamaları mübahtır. Daha sonra kaza ederler.
4) Yaşlılık: Yılın bütün mevsimlerinde oruç tutmaktan aciz olan çok yaşlı erkek ve kadınların oruç tutmamaları icma ile caizdir. Bunların oruçlarını kaza etmeleri de gerekmez. Çünkü oruç tutabilecek durumda değildirler. Bunların tutamadıkları her gün için bir yoksulu doyuracak kadar fidye vermeleri gerekir.
5) Düşmanla cihad: Ramazan ayında düşmanla savaşacak olan bir İslam askeri, düşman karşısında zayıf düşeceğinden korkarsa oruç tutmayabilir. kendisine yalnız kaza gerekir.
6) Hayız ve nifas hali: Bir kadın Ramazan'da adet görmeye başlasa veya çocuk doğursa orucu bozulmuş olur. Artık adet günlerinde ve lohusa bulundukça oruç tutması caiz olmaz.
Orucu Bozduğu Halde Yalnız Kazayı Gerektiren Durumlar:
1) Beslenme veya tedavi olma, amacı taşımayan bir şeyi vücuda girdirmek orucu bozar ve yalnız kazayı gerektirir.
2 ) Oruçlu kimsenin bir gıda maddesini veya bir ilacı şer'i özür sebebiyle alması yalnız kazayı gerektirir. Hastalık, yolculuk, ikrah, hata, ihmal veya şüphe şer'i özürlerdendir. Bu durumlar sebebiyle yemek yemek veya orucu bozacak şekilde ilaç kullanmak kazayı gerektirir, keffaret gerekmez.
Orucu Bozup Hem Kaza Hem Keffaret Gerektiren Durumlar:
1) Şer'i bir özür olmaksızın gıda veya gıda özelliği taşıyan her türlü maddeyi bilerek almak.
2) Cinsi münasebet
ORUCU BOZMAYAN DURUMLAR:
1) Unutarak yemek, içmek veya cinsel temasta bulunmak.
2) Bir kimse cünüp olarak sabahlasa ve cünüplük gün boyunca devam etse de orucu bozmaz.
3) Göze ilaç damlatmak veya sürme çekmek orucu bozmaz.
4) Kan aldırmak veya hacamat yaptırmak orucu bozmaz.
5) Su ile ıslatılmış olsa bile oruçlu iken misvak kullanmak – diş fırçalamak orucu bozmaz.
6) Ağza ve buruna su vererek çalkalamak ve sümkürmek orucu bozmaz.
7) Serinlemek için yıkanmak, yüzmek orucu bozmaz.
8) Dedikodu yapmak, yalan söylemek vb bir haramı işlemek orucu bozmaz. Ancak bunları yapan günahkar olur.
9) Boğaza duman veya un, toprak yahut kum tozları, sinek veya ilaçların tadının girmesi, eğer oruçlunun kendi isteği ve zorlaması ile olmamışsa orucu bozmaz.
10) Diş çektirmek de orucu bozmaz. Ancak kan veya ilaçtan hiç bir şeyi yutmamak gerekir.
11) Dişler arasında kalan nohut tanesinden az olan yemek kalıntılarını yutmak
12) İğne yaptırmak Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e göre orucu bozmaz.
13) Gül, çiçek, esans, misk gibi güzel kokuları koklamak orucu bozmaz.
Orucun Kazası: Ramazan'dan bir veya daha fazla gün oruç tutmayan kimselerin bunları kaza etmeleri gerekir. Tutmama, hastalık, yolculuk, hayız, nifas ve benzeri özürler sebebiyle, yahut kasden veya yanılarak niyeti terk etmek sûretiyle olabilir.
Oruç Keffareti: Ramazan orucunu bilerek ve özürsüz olarak bozan bir mükellefin müslim veya gayri müslim bir köle veya cariye azat etmesinden, buna gücü yetmezse iki ay peşpeşe oruç (bilgi yelpazesi.net) tutmasından, buna da gücü yetmezse altmış fakire yemek yedirmesinden ibaret bir keffaret çeşididir.
Oruç Fidyesi: Hiç bir şekilde oruç tutmaya gücü yetmeyenlere fidye vermek vacip olur. Bunlarda çok yaşlı veya iyileşme ihtimali olmayan hasta kimslerdir. Bu gibi kimseler oruç tutmayarak her gün için bir yoksulu doyururlar veya fidyeyi nakit para yahut mal olarak verebilirler.
ORUÇ, RAMAZAN, İFTAR DUASI, ORUCUN FAYDALARI, YARARLARI (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

ORUÇ, RAMAZAN, İFTAR DUASI, ORUCUN FAYDALARI, YARARLARI (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

ORUÇ, RAMAZAN, İFTAR DUASI, ORUCUN FAYDALARI, YARARLARI (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

RAMAZAN VE ORUÇ
Peygamberimiz diyor ki; “Ramazan ayının başlangıcı rahmet, ortası mağfiret (bağışlanma), sonu da cehennem azabından kurtuluştur. Öyleyse bu ayda her kim insanlara faydalı olursa Allah onu bağışlar ve cehennemden korur. Öyleyse bu ayda dört şeyi bolca yapın: Kelime-i şehadet’i bolca söyleyin, bol bol tevbe edin, Allah’tan cenneti isteyin, cehennemden Allah’a sığının. Ayrıca kim oruçlu bir insana su verirse veya oruç tutan kimseyi iftara davet ederse Allah ona benim havuzumdan öyle bir su içirecektir ki o,cennete gidinceye kadar asla bir daha susuzluk çekmeyecektir.”
Oruç ibadeti islamın şartlarından birisidir. Dinimize göre oruç: “Tan yerinin ağarmasından (imsaktan) güneşin batmasına (iftara) kadar herhangi bir şey yiyip içmeyerek yapılan ibadettir.”Allah Kur’an da “Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.” buyurmaktadır.

ORUÇLA İLGİLİ KAVRAMLAR
Sahur: Oruç tutmak için gecenin imsaktan önceki vaktinde (sabah namazından önce) yenen yemeğe denir.
İmsak: Yemek yemenin yasaklandığı, orucun başlama zamanına denir.
İftar: Akşam ezanının okunmasıyla birlikte oruç açmaya denir.
Teravih: Ramazan ayında, yatsı namazından sonra kılınan sünnet bir namazdır. Cemaatle kılınabileceği gibi tek başına da kılınabilir.
Mukabele: Ramazan ayında Kur’an’ı baştan sona bir kişinin yüksek sesle okuyup diğerlerinin onu sessizce takip etmesine denir.
Kaza: Hiç tutulmamış veya tutulmaya başlandıktan sonra bozulan bir orucu ramazandan sonra günü gününe tutmaktır.
Keffaret: Ramazan orucunu bilerek bozan kimsenin bir günlük ramazan orucu yerine, ceza olarak aralıksız 61 gün oruç tutmasıdır.

İFTAR DUASI
“Allah’ım! Senin rızanı kazanmak için oruç tuttum, sana inandım ve güvendim, senin verdiğin rızıkla orucumu açtım. Benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla Allah’ım.”

ORUCUN FAYDALARI
İbadetlerimizi bilinçli bir şekilde yapmamız, imanımızın kuvvetli olması ve devamlılığı açısından çok önemlidir. Orucun farz kılınışının birçok sebebi vardır. Orucun amacı sadece insanlara kuru bir açlık çektirmek değildir.
Oruç; bedenimizi, ruhumuzu, duygularımızı terbiye ederek; erdemli, olgun, yardımsever, sevecen, merhametli insan yetiştirmeyi hedefler.
—Oruç, Günahlarımızın Affedilmesi İçin Başlı başına Bir Sebeptir
Oruç günahlardan kaçınmamıza yardımcı olur ve bizi insana yakışmayan kötü davranışlardan korur. Oruç insanın ahlakını güzelleştirir ve bize kazandırdığı duygularla hem günahlara hem kötü söz ve davranışlara karşı koruyucu kalkan hem de cehennem ateşinden kurtulmaya bir vasıta olur.
Peygamberimiz; ” Hangi mü’min inanarak, sırf Allah için ramazan orucunu tutarsa günahları bağışlanır” buyurmuştur.

—Oruç, Merhamet Duygularımızı Geliştirir
Oruç açlık ve susuzlukla merhamet duygumuzu uyarır ve geliştirir. Tok insanlara açların hallerini anlama imkanı verir ve dolayısıyla yardımlaşma ve dayanışma anlayışımızı güçlendirir. Peygamberimiz; “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” buyurmuştur. İnsanlar arasında huzur ve barışın sağlanmasına yardımcı olur.
—Oruç, Rabbimize Şükrümüzü Arttırır
Allahın bize verdiği nimetlerin kıymetini aç ve susuz kalınca daha iyi anlarız. Allah’a şükrümüzü daha güzel bir biçimde yerine getiririz.
—Oruç, Sabırlı Olmayı Öğretir
Birçok işte başarının anahtarı sabırdır. Oruç tutarken hiçbir baskı altında olmadan kendi yiyecek ve içeceklerimize dahi el sürmeyiz. Bu sayede sabır duygumuz gelişir kötü duygun ve düşüncelerden sıyrılırız. Peygamberimiz “ Oruç sabrın yarısıdır.” buyurmuştur.
—Orucun İnsan Sağlığına Büyük Bir Faydası Vardır
Oruç vücudumuzda depo edilen ve her türlü hastalığa ortam hazırlayan fazla yağları harcamamıza ve bunların vücuda yararlı hale gelmesini sağlar. Oruçlu iken midemiz ve sindirim organlarımız dinlenir. Peygamberimiz “ Oruç tutunuz, sıhhat bulunuz.” buyurmuştur.

ORUÇLU BİR MÜSLÜMANIN DAVRANIŞLARI NASIL OLMALIDIR
Oruç, sadece yemeyi, içmeyi terk etmek değildir. Her türlü kötülükten uzak durabilmektir. Midemiz yeme ve içmeden nasıl uzak kalıyorsa; dilimiz yalandan, gıybet ve dedikodudan; ellerimiz haram ve kötü işlerden; kulaklarımız günah olanı dinlemekten; ayaklarımız günahlara yürümekten, kalbimiz ve kafamız kötü düşünme ve niyetlerden uzak olmalıdır.

ORUÇLA İLGİLİ AYET VE HADİSLER
- Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kilindi. Umulur ki korunursunuz
—Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır. Cehennemin kapıları kapanır. Şeytanlar zincire vurulur.
-İftar zamanında oruçlunun ağız kokusu, Allahu Teala’ya her kokudan daha güzel gelir.
- Oruçlu için iki sevinç vardır. Biri iftar sofrasının başında açlık ve susuzluğun giderilmesinden doğan sevinç. Biri de Allah’ın huzuruna çıktığı zaman göreceği veya alacağı mükafat (bilgi yelpazesi.net) sevincidir.
- Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Oraya oruç tutanlardan başkası giremez. Kıyamet gününde oruçlular nerede diye çağrılır. Dünyada oruç tutanlar bu çağrı ve davet üzere o kapıdan girerler ve sonra kapı kapanır.
- Kim Ramazan orucunun farz olduğuna inanarak ve karşılığını da yalnız Allah'tan umarak oruç tutarsa, onun bütün geçmiş günahları bağışlanır
- Her şeyin bir zekatı vardır. Vücudun zekatı ise oruçtur
-Kim yalan söylemeyi ve yalanla iş görmeyi terk etmezse; Allah, onun yeme ve içmeyi terk etmesini (oruç tutmasını) önemsemez.
- Oruç doğrudan doğruya benim içindir, onun karşılığını ben vereceğim.
-Bir oruçluya iftar veren kimseye, o oruçlunun sevabı kadar sevap verilir.
NASR SURESİ, ANLAMI, MEALİ, MANASI, AÇIKLAMASI (2) (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

NASR SURESİ, ANLAMI, MEALİ, MANASI, AÇIKLAMASI (2) (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

NASR SURESİ, ANLAMI, MEALİ, MANASI, AÇIKLAMASI (2) (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU ANLATIMLAR, DERS NOTLARI)

İza cae nasrullahi vel-feth. Veraeyten-nase yedhulûne fi dinillahi efvaca. Fesebbih bihamdi rabbike vestağfirhü. İnnehû kane tevvaba.
ANLAMI: Allah’ın yardımı ve zaferi geldiğinde.Ve insanların,Allah’ın dinine akın akın girdiklerini gördüğünde.Rabbini hamd ile tesbih et ve O’ndan affetmesini dile. Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir.